Özellikle küçük çocuklar benmerkezci özelliklere sahip olmaları nedeniyle her şeyin kendilerinin istediği şekilde olmasını isterler, başkalarının da istekleri olduğunu anlama becerisine henüz sahip değildirler. Bu nedenle ellerinde çikolatalı bir dondurma varken, bir tane de çilekli dondurma almayı isteyebilirler. Ya da daha az önce istediği kırmızı yarış arabasını almışken, başka bir çocuğun elinde aynı arabanın mavisini görünce bir tane de mavi arabadan almanızı talep edebilirler. Anne-baba çocuğun bu talebini “Hayır” yanıtı vererek karşılarsa, çocuk ağlamaya ve yere yatıp tepinmeye başlayabilir. İşte burada çocuğun yaptığı tek şey, sınırları test etmek ya da aileyi denemektir. Bu ağlamalar, anne-babanın mavi arabayı alması ile sonuçlanırsa çocuğun bu olaydan öğrendiği bilgi; “Eğer annem ve babam istediğim bir şeyi almaz ya da yapmazsa, tek yapmam gereken şey, onlar bunu yapana kadar tepinerek ağlamaktır” olacaktır.
- Eğer çocuğun isteği kabul edilmezse, yani daha az önce kırmızı arabayı istediği için kırmızı arabanın alındığı, aynı arabadan iki tane alınmasının mümkün olmadığı, çocuğun anlayabileceği şekilde uygun bir dille anlatılırsa ve çocuk tekrar ağlasa bile araba alınmazsa çocuğun bu olaydan çıkardığı ders şu olacaktır: “Ne kadar çok ağlarsam ağlayayım, annemle babam bu arabayı almama kararlarını değiştirmiyorlar”. Anne-baba isteklerini çocuğun zihinsel ve dil gelişimi düzeyine uygun bir şekilde ifade ederek çocukların isteklerini gerçekleştirme yönünde motive edebiliyorsa ve çocukları isteklerini gerçekleştirdiği zaman çocuklarını sözel olarak ödüllendirerek memnuniyetlerini ifade ediyorlarsa, çocuk anne-babasının taleplerini yerine getirmekle mutlu olacak ve onları mutlu ettiği için bu durumdan olumlu yaşantılar edinecektir.
- Eğer anne-baba isteğini çocukları ile paylaşırken, çocuklarını tehdit ederek ve davranışın sonucunda karşılaşacağı olumsuz durumları ifade ederek çocuğu isteklerini yerine getirme yoluyla motive etmeye çalışırlarsa çocuklar anne-babalarını dinlemeyi ve isteklerini gerçekleştirmeyi pek tercih etmeyecekler ve motive olmayacaklardır. Yani bu tarz durumlarda ebeveynlere düşen en önemli görev, isteklerini olumlu mesajlar vererek ifade etmeleridir. Bu sayede iki taraf da olumsuz duygular yaşamayacak ve iletişimleri olumsuz yönde etkilenmeyerek ilişkileri bozulmayacaktır. Bu tarz durumlarda iki ebeveynin de kararlı olması yani aldıkları kararın hiçbir şekilde değişmeyeceği mesajını çocuğa verebiliyor olması, bu sorunun çözülmesi için en önemli noktalardan biridir.
Çocuğumu yetiştirirken nelere dikkat etmeliyim?
- Kural: Çocuğunuz iyi bir davranış yaptığı zaman, davranışın ardından hemen bunu ödüllendirin. Çocuğunuz iyi bir davranışta bulunduğunda (örneğin ödevlerini düzenli bir şekilde yaptığında, odasını topladığında, dişlerini fırçaladığında vb) onu ödüllendirin. Bu ise şu anlama gelir? “Bak oğlum/kızım senin bu davranışın beni memnun etti, aferin hep böyle davran. Seni bu davranışından dolayı takdir ediyorum.” Çocukların davranışlarını pekiştirmede sosyal ödüller oldukça etkilidir: Gülümsemeler, okşamalar, öpücükler, övgü sözcükleri, ilgi gibi. Ancak çocuğunuzu değil de çocuğunuzun yaptığı davranışı överseniz istediğiniz davranışları pekiştirmekte daha etkili olduğunuzu göreceksiniz.
- Kural: Çocuğunuzun yaptığı kötü davranışı “farkında olmadan” ödüllendirmekten sakının. Bir çocuğun uygunsuz bir davranışını farkında olmadan ödüllendirdiğiniz zaman, o davranışı pekiştirmiş olursunuz. O davranışın gelecekte tekrarlanma olasılığı da artar. “Haydi, artık yatma vakti geldi.” dediğinizde, çocuğunuz belki ağlayıp sızlayarak, öfke nöbetlerine kapılarak, geceleri yatmaya gidişini geciktirmenin yolunu öğrenmiş olabilir. Onun ağlayıp sızlanması dayanılmaz hale gelince, “boyun eğerek” onun yatağa daha geç gitmesine izin verdiğiniz olduysa tekrar düşünün.
- Kural: Kötü davranışı cezalandırın (Fakat hafif cezalar verin). Ana babalar çocuklarını cezalandırmaktan hoşlanmazlar. İyi davranışları ödüllendirmeyi tercih ederler. Oysa hafif cezaların yerinde kullanılması bir çocuğa yardım etmek için gerekli olabilir: Azarlama, doğal sonuçlar, mantıksal sonuçlar, mola ve davranış cezası gibi hafif cezalandırma türleri hakkında ilerideki bölümlerde bilgi edineceksiniz. Korkutucu tehditler, şiddetli dayak gibi sert cezalandırma yollarından kaçının. Sert cezalar verecek olursanız, çoğu kez sorunları daha da karmaşıklaştırırsınız.
Çocuk Yetiştirirken Yapılmaması Gerekenler
- Olumlu ve istenilir davranışları artmasını istiyorsanız çocuğunuz iyi bir davranış sergilediğinde onu ödüllendirmelisiniz. Ödüllendirmemek iyi ile kötü davranış arasındaki çizgiyi belirsizleştirir. Doğru ve yanlış davranışın ne olduğunu bilmesi, “Bu davranışını takdir ediyorum ve her zaman böyle olmanı istiyorum.” anlamını taşır. Ancak ödüllendirmeden kastedilen şey maddi bir ödül değildir. Yerine göre, aferin demek, harikasın demek maddi ödüllerden daha önemlidir. Ödüllendirme yapılırken çocuğunuzun yapmaktan hoşlandığı şeyleri ödüle bağlamaktan sakınmalısınız. Çünkü yapılan deneylerde çocukların yapmaktan hoşlandıkları bazı etkinlikler ödüllendirildiğinde çocukların bu etkinliklerden artık zevk almadıkları tespit edilmiştir.
- Ana babalar iyi davranışı “farkında olmadan” cezalandırırlar. Bazen çocuklar iyi bir davranış sergilediklerinde anne babalar çocuğu farkında olmadan cezalandırırlar. Bu ceza çocuğun zihninde “Anne ve babam bana kızdığına, ceza verdiğine göre yanlış bir şey yaptım. Anne ve babam bunu yapmamı istemiyor.” şeklinde kodlanır.
- Ana babalar kötü davranışı “farkında olmadan” ödüllendirirler. Farkında olmadan çocuğunuzun yaptığı yanlış bir davranışı ödüllendirmeniz, yanlış davranışın görülme sıklığını artıracaktır. Bu çocuk neden böyle davranıyor dediğinizde sorunun çözümü aslında kendi davranışlarınızda yatıyor anlamına gelmektedir.
- Ana babalar (hafif cezalandırmaların gerektiği durumlarda) kötü davranışı cezalandırmazlar. Çocuğunuz yanlış bir davranış gösterdiğinde davranışın yanlış olduğunu göstermek adına ceza vermeniz gerekebilir.
Çocuklardaki İyi Davranışı Nasıl Daha Fazla Artırabilirsiniz?
1. Etkin Aldırmazlık Nedir?, Nasıl Uygulanır?
Çocuğunuzun iyi davranışını ödüllendirmeniz kadar, onun kötü davranışını “ödüllendirmekten sakınmanız” da önemlidir. Sürdürülmesini istemediğiniz davranış karşısında etkin bir aldırmazlık tavrı takının. Etkin aldırmazlık, kötü davranmakta olan çocuğunuz ile ilgilenmeye kısa bir süre ara vermeniz demektir. Huysuzlanan, yüksek sesle yakınıp duran, ısrarla istekler ileri süren, tutturan ve yalvaran, hafif öfke nöbeti geçiren çocuklarınıza karşı etkin aldırmazlık yöntemini uygulayabilirsiniz. Ancak bu yöntemi uygularken şunlara dikkat edin:
- Kısa bir süre için çocuğunuza herhangi bir biçimde ilgi göstermeyi bırakın.
- Onunla tartışmaya girmeyin, konuşmayın veya onu azarlamayın.
- Başınızı çevirin ve onunla göz göze gelmekten kaçının.
- Tutum ve davranışınızda yüz ifadenizde kızgınlık belirtisi göstermeyin.
- Başka bir şeyle uğraşıyormuş gibi yapın ya da odadan çıkın.
- Çocuğunuzun kötü davranışı karşılığında bir ödül elde etmemesine dikkat edin.
- Kötü davranış son bulunca çocuğunuza bol bol ilgi gösterin.
- Çocuğunuza yaptığı hatanın ne olduğunu, neden böyle davrandığınızı anlatın.
2. Çocuğunuza İyi Örnek Olun
Anne babalar gösterdikleri davranışlarla sürekli olarak çocuklarının gözünde model oluştururlar. Çocuğunuz doğru ya da yanlış davranmayı sizin davranışınızı ve başkalarının davranışlarını gözlemleyerek ve taklit ederek öğrenir. Unutmayın çocuğunuz sizin aynadaki yansımanızdır.
3. Mola
Mola, hızlı, basit ve uygulaması kolay bir yöntemdir ve hemen her yaş çocuğunda (2 ila 13 yaş arası) ve pek çok değişik durumda uygulanabilir.
Molayı kararlılıkla ve mantıksal bir sonuç olarak uygularsanız çok etkili bir teknik olduğunu göreceksiniz. Ancak kullanmadan önce dikkat etmeniz gereken bazı noktalar var:
- Kullanmadan önce çocuklarınıza molanın ne olduğunu, ne tür durumlarda çocuğunuzu mola yerine göndereceğinizi ona açıklayın.
- Uygun bir mola yeri saptayın. Mola yerinin çocuk için sıkıcı bir yer olmasına dikkat edin. Örneğin çocuğunuzun odası mola için uygun bir mekan değildir. Çünkü çocuk burada zevk alarak yapacağı bir şeyler mutlaka bulacaktır.
- Mola yeri olarak çocuklar için korkutucu mekânlar asla kullanmayın.
- Koyduğunuz kurallar ihlâl edildiğinde, mola yöntemini doğrudan uygulayın.
4. Davranış Sözleşmesi
Davranış sözleşmesi anne baba ile çocuk arasında yazılı olarak yapılan bir anlaşmadır. Taraflar bir araya gelerek çözülmesi gereken sorunu belirlerler. Çocuğunuz ile konuşarak çözüm yolu üzerinde anlaşın. Tarafların üstlenecekleri sorumlukları ve yükümlülüklerin neler olacağını belirleyin. Ulaşılan çözümü yazılı bir sözleşme haline getirip imzalayın. İmzalanan bu sözleşmeyi evde görülebilecek bir yere asın. Sözleşmeyi imzaladıktan sonra uygulamaya koyun.
Davranış sözleşmesi ergenlik çağındaki çocuklar için kullanıldığında birden fazla soruna düzen getirmek için kullanılabilir. Daha küçük yaştaki çocuklar için önemli görülen tek bir sorun hakkında düzenlenmelidir. Çocuğun yanlış olan ve düzeltilmesi istenen bütün davranışlarını sözleşme maddesi olarak yazmanız çocuğunuzdan fazla şey istemeniz anlamına gelecektir.
5. Aşırı Düzeltme
Bu teknik, çoğunlukla çabuk davranış değişiklikleri için önerilir. Çocuğunuz yanlış bir davranışta bulunduğunda, en azından 10 kez ya da 20 dakika boyunca doğru davranışı tekrarlamalıdır. Örneğin, oğlunuz okuldan eve gelip, paltosunu ve kitaplarını yere fırlatarak selamınıza aldırmadığında, ondan tekrar dışarı çıkmasını ve her seferinde size candan bir merhabayla, kitaplarını yerine koyarak ve paltosunu asarak 10 kez içeri yeniden girmesini isteyebilirsiniz.