Kardeş Kıskançlığı

Kıskançlık sevilen birinin başkası ile paylaşılmasına katlanamamaktır. Kıskançlık beklenen ilgi, sevgi ve şefkat eksikliğine karşı geliştirilen bir kızma duygusu, gücenme durumudur. Doğal ve evrensel bir duygudur. O kadar ki insanlık tarihinde ilk cinayet kardeş kıskançlığı yüzünden işlenmiştir. Kıskançlık çocukta daha yoğun yaşanan bir duygu olmakla birlikte yetişkinlik döneminde de varlığını sürdürür. Küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma, çocuğun ilerleyen yaşamını etkileyecek kadar önemli davranış problemlerine neden olabilir. Bu nedenle ciddiye alınması gereken bir durumdur.

NEDENLER

  • Kardeş kıskançlığının temelinde anne babayı bir başkasıyla paylaşamama yatar. Çocuk kardeşinin doğumuna kadar sadece kendisine gösterilen ilgi ve sevgiyi kaybetmekten ya da bu ilgi ve sevgiyi bir başkasıyla paylaşmak zorunda kalmaktan üzüntü duyar. Güvensizlik duyguları, anne babaya kızgınlık ve gücenme yaşar. Çocuk kendini yalnız hissetmeye başlar.
  • Annenin hamileliğinin son dönemlerinde ağırlaşmaya başlamasıyla yorgun ve isteksiz oluşu, çocuğu kucağına almayışı çocuğa sevilmediğini daha kardeşi gelmeden düşündürmeye başlar. Yine anne babanın yeni gelecek çocuk için hazırlık yapması çocuğun duyduğu kıskançlığı pekiştirir.
  • Çocuklar arasındaki yaş farkının az olması kıskançlığın derecesini arttırır.
  • Anne babanın çocuğa karşı tutumlarının farklılaşması ve çocuğun duyduğu kıskançlığın hoş görülmeyişiyle çocuğun kıskançlık, öfke ve üzüntü duyguları daha da artar.
  • Bebeğin bakıma muhtaç oluşunu büyük çocuk anlamakta güçlük çeker, annenin onu daha çok sevdiği için ilgilendiğine inanır.
  • Bebeği görmeye gelen ziyaretçiler çocuğu rahatsız eder, kıskançlığı pekiştirir.
  • Kardeşin cinsiyetine göre de çocuğun duyguları farklılaşabilir. Çocuk erkek, doğan kardeş kız ise anne babanın sırf kıs olduğu için onu daha çok sevdiklerini düşünür. Gelen kardeş de erkek ise ikinci bir erkeğe neden gerek duyulduğunu anlamaz. Özellikle anne babanın çocuğun cinsiyetine ilişkin tercihlerinin olduğu durumlarda çocukta bu duygu daha çok görülebilir.
  • Çocukları birbirleriyle rekabet edecekleri bir konuma düşürmek kardeşler arasındaki kıskançlığı arttırır.

BELİRTİLER

  • Çocuk daha annenin hamileliğinde bu duyguyu yaşamaya başlar. Kardeşinin ondan daha çok sevileceği korkusunu duymaya ve bu nedenle annesinden daha çok ilgi ve sevgi beklemeye başlar. Huysuzlaşır, inatlaşır, annenin peşinden ayrılmaz, anne babaya ihtiyacı olmasa da sürekli bir şeyler istemeye başlar.
  • Kardeş kıskançlığı yaşayan çocukta üzüntü, küçük düşme korkusu, can sıkıntısı öfke, nefret ve intikam alma düşünceleri oluşur. Çocuk kendisine acır ve durumundan derin bir üzüntü duyar.
  • Bazı çocuklar sürekli ilgi ve sevgiyi istemek yerine yalnız kalmayı, içe kapanmayı tercih eder, tepkilerini böyle yansıtırlar. İştahsızlık ve uykusuzluk böyle durumlarda ortaya çıkabilir.
  • Kardeş kıskançlığı olan çocuklar sürekli sıkıntılı ve sinirli dolaşırlar, isteklerini bağırarak ifade ederler.
  • Kıskançlık nedeniyle çocukta emekleme, bebek gibi konuşma, biberonla beslenmek isteme, alt ıslatma, tırnak yeme, parmak emme gibi bebekleşme ve gerileme belirtileri görülebilir.
  • Kardeş düşmanlığından doğan düşmanlık bazen kardeşe değil, anneye yönelir. Çocuk annenin sözünü dinlememeye evde sürekli problem çıkarmaya başlar.
  • Çeşitli bahanelerle ilgiyi üzerlerine çekmeye çalışırlar.
  • Kardeş kıskançlığıyla birlikte okula giden ya da okula yeni başlayacak çocuklarda okul korkusu görülür. Çocuk kardeşiyle annesini baş başa bırakıp okula gitmek istemez. Evde kalmak için başının ağrıdığı, karnının ağrıdığı, ateşinin olduğu söyler, çeşitli bahaneler yaratır.
  • Anne babaya sık sık onu sevip sevmediklerini sorar, sevdiklerinden bir türlü emin olamazlar.
  • Bazı çocuklar duyduğu kıskançlığı kardeşine vurma, onun oyuncağını kırma, ondan nefret ettiğini söyleme gibi saldırgan davranışlarla açıkça ortaya koyarken bazı çocuklar bu duygularını bastırır, kardeşlerine aşırı sevgi gösterisinde bulunurlar.
  • Kendilerine ya da eşyalara yönelik saldırgan davranışlarda bulunabilirler.

ÖNERİLER

  • Çocuk psikolojik olarak kardeşin doğumuna hazırlanmalıdır. Aileye yeni bir üyenin katılacağı ve o geldiğinde evde ne gibi değişiklikler olacağı çocuğa uygun bir dille anlatılmalıdır. Bir bebeğin ne gibi gereksinimlerinin olduğu, ihtiyaçlarının karşılanması için annenin sürekli bebeğin yanında olması gerektiği, aynı durumun o bebekken de yaşandığı anlatılabilir.
  • Hamilelik döneminde özellikle doğum zamanı anne hastanedeyken çocuk ihmal edilmemelidir. Anne hastanedeyken evde çocuğun temel ihtiyaçlarını karşılatacak, bakımını üstlenecek aileden birinin olması çocuğun ihmal edildiğini düşünmesini bir derece önleyecektir.
  • Çocuğun arkadaş ortamlarına girmesi ve paylaşmayı öğrenmesi kardeşini de kabullenmesini ve onunla da paylaşım yapabilmesini kolaylaştırır.
  • Çocuk kardeşini sevmek zorundaymış gibi bir duyguya kapılmamalıdır.
  • Kardeşine karşı olumsuz duygu ve düşüncelerini dışa vurduğunda suçlanmamalı ve anlayışla karşılanmalıdır. Olumsuz duygularının anlayışla karşılandığını görmek çocuğu rahatlatır. Çocuğa            “ kardeşini kıskanıyorsun” yerine “ kardeşin olduğu için seni eskisi kadar sevmediğimizi düşünebilirsin, ama ben seni eskisi kadar seviyorum” demek çocuğu anneye yakınlaştırır, çocuğun kaygılarını azaltır. Küçükken sizin de kardeşiniz olduğunda bu duyguyu hissettiğinizi paylaşabilirsiniz.
  • Anne baba, evdeki herkes bebeği çocuğun önünde gösterişli bir biçimde okşayıp sevmekten kaçınmalıdır. Anne bebekle meşgulken baba çocukla ilgilenebilir.
  • Bebekle ilgili işlerin bitirmesinde çocuktan yardım alıp, işler bittikten sonra çocukla zaman geçirilebilir.
  • Çocukla daha önce yapılan parka gitme, oyun oynama gibi etkinliklerin devam etmesine özen gösterilmelidir.
  • Çocuğa geri plana itildiği değil, aile içinde her zaman yeri olduğu hissettirilmelidir.
  • Çocuğa onunla ilgilenildiğini ve onun hala sevildiğini ifade eden sözler davranışlarla desteklenmelidir.
  • Kardeşini görüp kıskanmasın diye çocuğu yuvaya göndermek doğru değildir, çocuk kardeşi geldiği için evden uzaklaştırıldığını anlayacaktır. Bu durum çocukta okul korkusuna neden olabilir.
  • Bakıcı bulunamaması, iki çocuğa bakmanın zor olması nedeniyle, anne babalar küçük çocuk bakıma muhtaç olduğu için kısa bir süre için büyük çocuğu anneanneye ya da babaanneye bırakmayı tercih ederler. Bu kesinlikle yapılmaması gereken bir davranıştır. Çocukta kardeşi geldiği için istenmediği, sevilmediği düşüncesi yaratır.
  • Bazı çocuklar kardeş istiyorum diye tutturur. Sonra da kıskandıkları için kardeşlerine zarar verebilirler. Anne babalar bu davranışını gördüklerinde “ hani sen kardeş istiyordun “ diye çocuğa kızarlar. Çocuğun kardeş isteyişi doğduktan sonra onu kıskanmayacağı anlamına gelmez. Anne babalar kaç çocuk sahibi olmak istediklerine kendileri karar vermelidir.
  • Kıskanmasın diye bebeği sevdikten sonra çocuğu da sevmek yararlı olmayacaktır. Çocuk bu ilgi ve sevginin yapmacıklığını hisseder.
  • Anne babalar çocuk kardeşine zarar verir diye onu kardeşinden uzak tutmaya çalışmamalıdır. Zarar verici davranışlarda bulunduğu zaman sinirlenmeden, bağırıp çağırmadan kardeşine zarar vermesine kesinlikle izin verilmeyeceği anlatılmalıdır.
  • Kardeş kıskançlığı nedeniyle çocuklar kardeşlerine istediklerinden çok daha fazla zarar verebilmektedir. Ancak yaptıkları davranışlarının sonuçlarını henüz kavrayamadıkları için özellikle 5 yaşına kadar olan çocuklarla kardeşlerini yalnız bırakmamak gerekir.
  • Çocuklar kardeşlerine ablalık/ağabeylik yapmaları için zorlanmamalı, kardeşlerinin bakımıyla ilgili bir takım sorumluluklar verilmekle birlikte bu sorumlulukların çocuğun yaşına ve isteğine uygun oluşuna dikkat edilmelidir.
  • Çocuğun davranışları bebek yüzünden kısıtlanmamalı, evde eskisi gibi davranmasına izin verilmelidir.
  • Anne baba çocuğun davranışlarına karşı hissettiği duyguları dinlemeli ve anlamaya çalışmalıdır.
  • Eve gelen misafirlere de büyük çocuğu unutmamaları ve ona da ilgi ve sevgi göstermeleri hatırlatılabilir.
  • Çocuk kıskanmasın diye bebeği aslında istemiyormuş gibi sözler söylemek, bebek çok yaramazmış ve sürekli sorun çıkarıyormuş gibi davranmak da doğru değildir.
  • Çocuklar büyüdüğünde aralarında sürekli kavgalar, dövüşmeler, sürtüşmeler yaşanmaya başlar. Bu durumda anne babanın bu durumun kardeşler arasında yaşanan doğal ve evrensel bir durum olduğunu bilmesi yararlı olur. Böyle durumlarda araya girmemek, anlaşmazlıklarını kendilerinin çözmesi gerektiğini söylemek en iyisidir. Çünkü kardeşler arası kavgalarda kimin gerçekten suçlu olduğunu bulmak çok zordur. İkisi de birbirinden şikayet edecektir. Genellikle de büyük çocuklar bu kavgalardan haksız çıkarılır. “ sen abisin, sen ablasın” diyerek görmezden gelmesi istenebilir. Bu gibi durumlar büyüğün küçüğe öfkesini daha çok arttırır.
  • Kardeşler arasında yapılan kıyaslamalarda kardeşler arası ilişkileri olumsuz etkiler.
  • Sonuç olarak kardeşler ne kadar birbirini kıskansalar da ne kadar geçinemeseler de birbirlerini çok severler. Birbirlerini özler, başkalarına karşı kardeşlerini korurlar. Aralarında vazgeçilmez bir sevgi ve bağlılık vardır.