İnsanın doğasında olan kıskançlık evde, işte, okulda olsun hayatın her kesiminde yaşayacağımız, hissedeceğimiz duyguların başında gelmektedir. Ancak kıskançlık genel anlamda nedir? Hangi tür durumlarda ortaya çıkar ve ne kadarı normal dir?
Doğal ve evrensel bir duygu olan “kıskançlık” sevilen birinin başkasıyla paylaşılmasına katlanamamak, başkasında olanlara sahip olma isteği duymak olarak tanımlanır. Ayrıca kıskançlık beklenen ilgi, sevgi ve şefkat eksikliğine karşı geliştirilen bir kızma duygusu, gücenme durumudur.
Kıskançlık çocukta daha yoğun yaşanan bir duygu olmakla birlikte yetişkinlik döneminde de varlığını sürdürür. Küçük çocuklarda yeni doğan kardeşi kıskanma, çocuğun ilerleyen yaşamını etkileyecek kadar önemli davranış problemlerine neden olabilmektedir. Genellikle, evde kardeşler arasında, okulda ve sosyal çevredeki arkadaşlar arasında yaşanabilir bir duygu olan kıskançlık, içinde bulunduğumuz çeşitli ortamlarda hissedilebilir. Belli sınırlar içinde, kıskançlık bir kişinin başarısına karşı duyulduğunda ve rekabet duygusuyla birleştiğinde kişiler için özellikle iş ya da okul yaşantısında motive edici olabilmektedir. Ancak aşırı kıskanç bir tavır çoğunlukla kişi için yıkıcı hale gelmeye başlar. İşin kötü tarafı ise kişinin bunun çoğunlukla farkında olmamasıdır.
Temel olarak aşırı kıskançlık duygusunun altında özgüven eksikliği yatmaktadır. Kişi kim olduğunu, toplumsal hayatta gerçekte nerede olduğunu bildiğinde, kendine ait farkındalığı varsa, kişisel gelişimini yüksek oranda tamamlamışsa bu duyguyla kolaylıkla başa çıkabilir. Ancak bu duyguyla başa çıkabilmenin temeli özellikle küçük yaşlardan itibaren çocuklara değerli olma duygusunun yaratılması ile sağlanabilir.
Çocuklar, kendilerine güvenerek ya da yüksek iletişim becerileri ile doğmazlar bu nedenle özellikle anne-babalarından ve öğretmenlerinden aldıkları tepkilerle, yeni durum ve olaylara karşı tepkilerde bulunurlar. Yaşam olaylarının olumlu ya da olumsuz etkileri ile de her an benlik değerleri düşer ya da artar. Önemli olan sağlam bir kişilik geliştirebilmek, küçük yaşlarından itibaren oluşturulan sağlıklı, güçlü, olumlu benlik imajı doğrultusunda öğrendiği davranış, tutum içinde tepki vermeye devam etmesidir. Eğer benlik saygısı yüksekse; çocuk başına ne gelirse gelsin, yılmaz, direnir, savaşır ve gelişir.
Çocuk ve Ergenlerde Kıskançlık Duygusu
Yeni doğan bebekte kıskançlık tepkisi yoktur. Ancak bir yaşındaki çocuk, annesinin kucağında başka bir bebek gördüğünde kıskançlık tepkisi verir. İlk çocukluk döneminde ebeveynlerin ilgisinin başkalarına yönelmiş olması çocukta kıskançlığın oluşmasına neden olur. Bu dönemdeki kıskançlığın nedeni, fazla ilgilenilmemesi ve yeterince sevgi gösterilmemesidir.
Erken çocukluk döneminde kıskançlığın en belirgin şekilde ortaya çıkmasının nedeni, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesidir. Nedeni ise genellikle anne ya da babaların bilinçli ya da bilinçsiz ayrımcı yaklaşımlarıdır.
İlköğretime başlayan çocukta kıskançlık duygusu azalmaya başlar. Çocuğun sosyal çevresinin değişmesiyle birlikte kıskançlık duygusunda da değişmeler olur. Bu dönemde kıskançlık duygusunu daha önce yaşayan çocuk, bu defa kıskançlığını başarılı, lider özellikli, popüler, arkadaşları ve öğretmenin sempatisini kazanmış olan sınıftaki arkadaşlarına çevirir.
Yaşın ilerlemesiyle birlikte kıskançlık tepkileri, doğrudan dolaylıya doğru bir gelişim gösterir. Kıskançlığın sebebi ve tepkisi genellikle psiko-sosyal etkileşim ortamıyla çocuğa yöneltilen uyarımlar bağlıdır. Gerekli önlem alınmazsa kıskançlık nedeniyle çocukta tırnak yeme, parmak emme, alt ıslatma, içine kapanma gibi davranış bozuklukları görülür.
Aşırı Kıskanç Çocuklarda Görülen Davranışlar
Bazı çocuklar, yaşadıkları kıskançlığı açık bir şekilde sergilemekte, davranış, hareket ve sözleri ile bu durumu açıkça göstermektedir, Bunlar
- Çocuksu davranışlar gösterme
- Kuruntulu, kaygılı ruh hali
- Kendine güvensizlik, beden imajı ve benlik imajı ile ilgili olumsuz çarpıtmalar
- Daha önce başardığı şeyler varsa bile başarısız olduğuna, diğerleri kadar iyi olmadığına inanma
- Okulda, evde ya da herhangi bir ortamda kıskançlık duyulan kişiye karşı düşmanlık gösterme, zarar verme, aşağılama, meydan okuma benzeri davranışlar
- Huzursuz hissettiği ortamda çeşitli nedenlerle kızma, ağlama, kırıp-dökme vb. dir.
- Kıskanılan obje/ kişi/ durum/başarı hikayesi ile ilgili sürekli olarak huzursuzluk duyma şeklinde özetlenebilmektedir.
Çocuklarda Görülebilecek Kıskançlık Tepkileri İle Yapılabilecekler
- Çocuklara iletişim, öfke kontrolü, kişilerarası problem çözme, beğendiği ve beğenmediği şeyleri ifade edebilme vb yaşam becerilerinin kazandırılması gerekir.
- Çocukların kendileri ile ilgili olumlu duygular geliştirmeleri için yetenekli oldukları alanlara yönlendirilmeleri gerekmektedir. Çocuklar ve gençler bu becerilerini ortaya koyarken, daha fazla olumlu geribildirim alacakları için kendileri ile ilgili olumlu duyguları da gelişecektir.
- Yüksek benlik saygısına sahip ve başarılarını kendi emeği ve becerisi olarak gören çocuk kendi duygularını kontrol eder ve başarısızlığa uğradığında daha iyisini yapmak için motive olur. Bu içsel güdülenme başarının anahtarıdır ve çocuğu harekete geçiren en önemli itici güçtür.
- Çocuklar ne kardeşleriyle ne de arkadaşlarıyla kıyaslanmamalı kendi özellikleri doğrultusunda değerlendirilmelidir.
- Çocuklar küçük yaşlarda sahip oldukları şeyleri başkalarıyla paylaşmaya alıştırılmalı. Ancak bu zorlanmadan yapılmalıdır.
- Aralarında kıskançlık hisleri gelişmekte olan kardeşleriyle ve arkadaşları birbiriyle sıkı ilişkiler kurmaya teşvik edilmeli.
- Okulda öğretmenler öğrenciler arasında, dışarıda veliler çocuklar arasında ayırım ve karşılaştırma davranışlarında bulunmamalıdır.