Hobi görev ve meslek çalışması dışında severek yapılan, dinlendirici, oyalayıcı uğraş olarak tanımlanır. Hobi yaşama anlam katan, oyalayıcı ve dinlendirici yanıyla sağlıklı bir ruhsal gelişim için önemli bir rol oynar. Ayrıca hobi ve ilgi alanları çocuğun meslek seçiminde de önemli bir yol gösterici olabilir. Arkadaş seçimlerinde, yaşanılan yer ve eş seçiminde bile ilgi alanlarının etkilerini izlemek mümkündür. Bu nedenle hobi ve ilgi alanı deyip geçmemeli, çocuklarımızın hayatında yer alması için çaba sarf etmeli, var olan ilgi alanı ve hobilerini de geliştirme ve sürdürmelerine özen göstermeliyiz. Peki çocuklarda ilgi alanı ve hobileri nasıl tespit edebiliriz?
Her çocuğun özel bir yeteneği olacak diye bir kural yoktur ancak çocukların mutlaka ilgi duyduğu bir faaliyet vardır. Bunları tespit etmenin en önemli yolu gözlem yapmaktır.
Çocukların en sevdiği uğraş oyunlardır. Oyun çocuklar için ilerideki becerilerinin geliştirildiği bir alandır. Oyun sırasında kullanılan oyuncaklarsa çocuğun beş duyusu ve duygularını uyaran, değerlendirme ve uygulama yetilerini geliştiren, hayal gücünü zenginleştiren, bedensel ve ruhsal gelişimini hızlandıran araçlardır. Çocukların oynadıkları oyunlar ve seçtikleri oyuncaklar, ilgi duydukları faaliyetler ve becerileri hakkında fikir verecektir.
Genel olarak hayatın ilk aylarında daha çok ses çıkaran, renkli oyuncaklar çocukların ilgisini çeker. Zamanla oyuncak ayılar, bebekler, küpler çocukların ilgisini çeken nesneler arasında yerini alır. Doldurup boşaltma, küpleri üst üste koyma gibi oyunlar oynamak çocuklar için keyif ve heyecan vericidir. Kalem kağıt gibi nesneler de çocuğun ilgisini çeker, bunları eline alır, çeşitli karalamalar yapmaya başlarlar. İlerleyen aylarda çocuk kalemi daha düzgün tutmaya, yaptığı şekiller de belli bir form kazanmaya başlar. 2-3 yaş civarı karalamalar arasında daireler gözlenir, 4 yaşından sonra dikdörtgen ve kare çizmeye başlanır, 5 yaşında çizdiği resimlerle ilgili öyküler anlatılmaya başlanır. 3 yaş civarı oyun hamurları, küplerle oynanan oyunlar belirgindir. Sallanan atlar, üç tekerlekli bisikletler ilgi çekicidir. 4-6 yaşlarında çocukların hareket becerileri oldukça artmış, yuva ve anaokulu deneyimleri sosyal hayatlarının zenginleşmesini sağlamıştır. Bu yaşlarda kız çocuklarda evcilik, erkek çocuklarda polisçilik vs. gibi simgesel oyunlar belirgindir. Kuklalar, boyama kitapları, katlama, yapıştırma, resimli hikâyeler dinleme bu yaş grubunun ilgisini çeken faaliyetlerdir.
Özel bir yeteneği olmadığı sürece (resim, müzik vs. gibi) hayatın okul öncesi döneminde çocukların keyif aldıkları oyun ve faaliyetler (cinsiyetle ilgili farklılıklar dışında) genellikle benzerdir.
İlkokul döneminde kurallı oyunlar ön plana çıkar. Satranç, kelime türetme, monopoly gibi oyunlar bu yaş döneminin vazgeçilmezleridir. Maket yapma, yapbozlar keyif alınan oyunlardır. Spor yapmayı, spor etkinliklerini takip etmeyi severler. Bilime ilgi belirgindir. Deneyler yapmayı severler. Uzay, hayvanlar alemi vs. gibi konularda bilgi sahibi olmak ve bu bilgileri arkadaşlarıyla paylaşmaktan hoşlanırlar. Macera kitapları okumayı severler. Resim ve müzik bu yaş döneminde de sevilen uğraşlar arasındadır.
Ergenlik döneminde küçüklükten beri var olan ilgiler belli bir alanda yoğunlaşmaya başlar. Resim, müzik, sporun belli dalları gibi. Arkadaşlarla birlikte yapılan faaliyetler tercih edilir. Bu yaş döneminde sosyal ortamda nasıl algılandıkları çok önemlidir. Bu nedenle birbirlerinden etkilenerek aslında ilgili olmadıkları bazı alanlarda hobiler edinme eğiliminde olurlar. Örneğin çok iyi gitar çalan bir arkadaşından etkilenerek gitara başlamak gibi. Genellikle bu tip girişimler uzun soluklu olmaz. Politika, tarih gibi konular gençler için önem kazanır. Bu konularda sohbet etmeyi, tartışmalara girmeyi severler. Kitap seçimleri de bundan etkilenir. Kendi üzerinde düşünmeye, neyi sevip neyi sevmediği, hangi yönleri zayıf, hangi yönleri güçlü, belli bir alanda yeteneği var mı, yok mu sorgulamaya başlarlar. Ciddi kararsızlıklar, kendilerinden hoşnutsuzluk, hayal kırıklıkları, özgüven eksikliği yaşayabilirler. Kendilerini arkadaşlarıyla kıyaslayarak kendilerini yetersiz hissedebilirler. Belli bir özellik veya beceriye sahip olup bulundukları ortamda kabul görmeyi arzularlar. Arkadaşları arasında bu özelliklerini ön plana çıkarmaya çalışırlar. Bu nedenle küçüklükten edinilmiş bir hobi gencin kendini ifade etmesinde önemli bir yardımcıdır.
Çocukların ve ergenlerin bir hobi edinmesi, onları bilgisayar başında saatlerce oyun oynamak, internette amaçsızca uzun vakit geçirmek gibi faaliyetlerden uzaklaştırmaktadır. Şiddet eğilimi, öfke kontrol sorunu olan bir çocuğun resim, müzik, satranç, spor gibi faaliyetlere yönlendirilmesi, çocuğun bu tip istenmeyen eğilimlerinin azalmasına, enerjilerini sağlıklı bir yöne kanalize olmasını sağlamaktadır. Hobilerin bu anlamda rehabilite edici etkileri çok belirgindir. Bu nedenle bize danışan çok sayıda ebeveyne bu tip yakınmalarla bize geldiklerinde çocuklarına bir hobi edindirmenin önemini ısrarla vurgulamaktayız.
İnsan hayatında bu kadar önemli rolü olduğunu ifade ettiğimiz hobilerin edinilmesi ve ilgi alanlarını belirlenmesinde ebeveynlere ne gibi görevler düşmektedir?
Çocukları yönlendirirken dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tercih edilecek olan uğraşının çocuğun ilgi alanı dâhilinde olmasıdır. Normalde müziğe veya spora ilgi ve yeteneği olmayan bir çocuktan sadece biz öğrenmesinin faydalı olacağını düşündüğümüz için veya kendimiz geçmiş de yapmak isteyip de yapamadığımız için bir sanat veya spor dalına yönelmesini bekleyemeyiz. Hobiler anlamının da içerdiği gibi kişi için severek yapılan, dinlendirici ve keyif veren uğraşlar olmalıdır. Eğer çocuğumuzun belli bir alanda yetenekli olduğunu düşünüyorsak çocuğu bu alana yöneltmek doğru bir tavır olacaktır. Zaten çocuklar genellikle yetenekli oldukları alana ilgili de olduklarından yönlendirmede zorluk yaşanması beklenmeyecektir. Onun için faydalı olacağını düşündüğümüz ancak ilgi duyup duymadığından emin olamadığımız bir alana yönelmesini istiyorsak bu defa model olma yolunu tercih etmeliyiz. Örneğin evinde düzenli spor yapılan çocukların spora, resim yapmayı seven bir annenin çocuğunun da küçük yaşlardan itibaren resme ilgi duyma ihtimali çok fazladır. Balık tutmayı seven bir babanın hafta sonları oğluyla birlikte balığa gitmesi muhtemelen ilerleyen yıllarda oğlunun da benzer bir hobi edinmesine sebep olabilecektir.
Belli bir hobisi olmayan bir çocuğu yönlendirirken çocuğu gözlemlemek, onunla konuşmak, onu yakından tanımak ve çocuğu ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirmek büyük önem taşır.
Örneğin çocuk evde en çok nerede zaman geçirir, kitap okur mu, okursa ne tür kitaplar tercih eder, takip ettiği bir gazete veya dergi var mı, bu gazete ve dergilerin hangi bölümlerini okur, televizyon izler mi, izlerse hangi programları, sinemaya veya tiyatroya gider mi, giderse ne tür filmler ve oyunlar izlemeyi tercih eder bilinmelidir. Arkadaşları kimler, arkadaşlarının hobi ve alışkanlıkları neler, onlar arasında hangi özellikleriyle ön plana çıkıyor? Yaptığı bir koleksiyon var mı, evde annesine yardım eder mi, ediyorsa eli nelere yatkın olduğu bilinmelidir.
Bu konularda okulda çocuğumuzu tanıyan öğretmenlerden de bilgi alabiliriz. Başarılı olduğu alan hangisi, edebiyata mı, matematiğe mi, resme mi müziğe mi yatkın, sosyal bir çocuk mu, tiyatro yetenekleri var mı , bizim bilmediğimiz dikkati çeken bir özelliği var mı öğrenebiliriz.
Baştan da söylediğimiz gibi ilgi alanları belirginse özellikle ilgi duyduğu veya yetenekli olduğu alana yöneltmek en doğrusudur. Bunun dışında geliştirmesi gerektiğini düşündüğümüz bir alana yönlendirmek de çok faydalı olacaktır. Örneğin sosyal alanda zorluk yaşayan, empati becerisi zayıf, duygu ifadesinde zorluk yaşayan bir çocuk dramaya yönlendirilebilir. Hiperaktif özellikler gösteren bir çocuk için yüzme veya sporun herhangi bir dalı uygun bir seçenek olabilir. Dikkat fonksiyonları zayıf bir çocuk satrancı tercih edebilir.
Ancak çocuğa bir hobi edindirelim derken onu boğmamak, yaptığı faaliyetlerden sıkılmasına neden olmamak çok önemlidir. Günümüzde birçok ebeveyn çocuğa çok sayıda uğraşıdan oluşan bir program yapmak şeklinde ortak bir hata yapmaktadır. Örneğin haftalık programına baktığımızda sabahtan öğleden sonraya kadar okula giden, okuldan gelince haftanın belli günlerinde piyano dersi alan, hafta içi birkaç gün ve hafta sonu belli saatlerde yüzmeye giden, haftanın kalan bir günü de tiyatro faaliyetlerine katılmakta olan çocuklar görmekte, bunlara oldukça da sık rastlamaktayız. Bu şekilde bir program özellikle okul döneminde ödevlerin varlığı ve fiziksel yorgunluğu da göz önünde bulundurulursak kabul edilemez sınırlarda gözükmektedir. Bu durumda çocuk sevse bile bu faaliyetlerden hem zevk alamayacak hem de okul başarısında olası bir başarı düşüklüğü ile kaşı karşıya kalacaktır. Bu tip örnekler sıklıkla mükemmeliyetçi anne babaların çocuklarının çok yönlü gelişebilmeleri beklentisiyle yaptıkları programlar sonucu oluşmaktadır. Çocuklar da sıklıkla ebeveynlerinin beklentilerini karşılayabilmek üzere kendilerini zorlamaktadırlar.
Bazı durumlarda da çocuklar belli bir alana gereğinden fazla yoğunlaşma eğilimi gösterebilirler. Bu sıklıkla bilgisayar bağımlılığı gibi hobi olarak adlandıramayacağımız durumlarda görülse de zaman zaman faydalı olarak kabul ettiğimiz uğraşılarda da aşırıya kaçma şeklinde yaşanabilmektedir. Sorun eğer çocuğun sosyal ilişkilerini, okul başarısını, kısacası yaşamını olumsuz etkiyecek düzeyde ise altta mutlaka psikolojik sorunlar aranmalıdır. Sıklıkla ailesiyle sorunları olan, sorumluluklarını almaktan kaçınan, okul başarısı yetersiz, arkadaş ilişkilerinde problem yaşayan çocuklarda bu tip eğilimler gözlenebilir. Bazı psikiyatrik bozukluklarda da ilgi alanları bir takıntı şeklinde yaşantının büyük kısmını kaplayabilir ve tedavi gerektirecek düzeye varabilir.