İLKOKUL DÖNEMİNDE OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANDIRMA VE KÜTÜPHANE KULLANIMI
Kitap okumak çocuklar için sıkıcı hatta dünyanın en zor aktivitelerinden biri olabilir ancak zor da olsa bu aktiviteyi bir alışkanlık bir yaşam biçimi haline getirmeyi öğrenmesi gerekmektedir.
İlköğretim çağına gelen birey ilk defa, planlı, programlı amaçlı güdümlü ve destekli bir öğretim süreci içerisine girmektedir. Bu yönüyle ilköğretim bireyin gelişiminde ve eğitimde çok önemli ve kritik bir dönemi oluşturmaktadır.
Okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıkları adından da anlaşılacağı üzere bireylerin otomatik olarak gerçekleştirdikleri etkinliklerdir. Sözü edilen alışkanlıkların kazandırılmasında başka etmenler olmakla birlikte, aile ve okul, bu anlamda ilk tohumlarının atıldığı ortamlar olarak bilinmektedir. Okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıklarının kazanılmasına ve geliştirilmesine olanak sağlayan bireysel ve toplumsal koşullar duyarlı ve bilinçli davranabilen aile ile öğretmenin işbirliği ile oluşur (Yılmaz,2000a). Öyleyse, eğitimi kütüphaneden, kütüphaneyi okuma eyleminden ayrı düşünmek olanaksızdır.
Okuma alışkanlığı, temelde örgün eğitim kurumlarında kazanılan bir beceridir. Bir eğitim sisteminin üyeleri olan öğrencilerin, okul çağında bu beceriyi edinmemişlerse, yetişkinlik döneminde edinmeleri oldukça güç olmaktadır. Bu nedenle, okuma alışkanlığı kazandırmaya yönelik programlara özellikle bu alışkanlıkların ilk temellerinin atıldığı ilköğretim döneminde yeterince yer verilmesi gerekmektedir.
İlköğretim temel bilgi, beceri ve alışkanlıkların kazandırıldığı bir aşama olmasının yanı sıra, bireyin hem eğitim yaşantısının, hem de genel yaşamının temellerinin atıldığı çok önemli bir dönemdir. Bir beceri ya da alışkanlık olarak okuma ve kütüphane kullanımı da bu dönemde kazanılır. Okuma ve yazmanın öğrenilmesi ile birlikte çocuk, okuma ve bunu en iyi yapabileceği ortamlardan biri olan kütüphane dünyasına girer. Bu alışkanlıklara yaşam boyunca sahip olup olamayacağı çok büyük olasılıkla bu eğitim aşamasında ve bu dönemde belirlenecektir.
Okuma yazma becerisi eğer küçük çağlardan yaşlılık dönemine kadar süreklilik özelliği gösterirse bir anlam ifade edecektir. Okumada süreklilik bireysel gelişmenin temelini oluşturduğu gibi, sosyolojik açıdan da kalkınmanın en önemli unsurunu oluşturmaktadır. Okuyan birey yalnızca gördüklerini ve okuduklarını bilgi kaynaklarından değerlendirirler, söz konusu odaklara daha derinlemesine bakarlar.
OKUMA ALIŞKANLIĞI
Okuma alışkanlığı kişinin bir gereksinim olarak algılaması sonucu okuma eylemini, yaşam boyu sürekli ve düzenli biçimde gerçekleştirmesidir. Kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. Okuma alışkanlığının, temelinin aile içinde atıldığı ve devamının eğitim sisteminde öğretmenler tarafından öğrenciye kazandırıldığı düşünülürse bu alışkanlığın kazanımında aile ve öğretmenlerin rolü büyüktür.
Çocukların ilk alışkanlıklarını kazandığı ve ilk öğrendiklerinin ailede gerçekleştiği düşünülürse çocuğun önünde ebeveynlerin sergilemiş olduğu tutum ve davranışlar, ileride çocuğun okuma alışkanlığını önemli ölçüde etkiler.
Çocuklara Okuma Alışkanlığının Kazandırılmasında Aile ve Öğretmenlerin Rolü
Okuma alışkanlığı kişinin bir gereksinim olarak algılaması sonucu okuma eylemini, yaşam boyu sürekli ve düzenli biçimde gerçekleştirmesidir. Kişilerin okumayı öğrendikten sonra bu eylemi zevkle yapmalarını sağlamak için kazanmaları gereken önemli bir beceridir. Okuma alışkanlığının, temelinin aile içinde atıldığı ve devamının eğitim sisteminde öğretmenler tarafından öğrenciye kazandırıldığı düşünülürse bu alışkanlığın kazanımında aile ve öğretmenlerin rolü büyüktür.
Okumayan, çocuklarının okumasına destek olmayan ebeveynlerin çocuklarının gerçek anlamda okuma alışkanlığına sahip olması beklenemez. Aksine ebeveynin bu konuda çocuğuna karşı göstereceği ilgi ve vereceği destek çocuğun okuma eğiliminin sürekli, düzenli biçimde ve eleştirel bir içerikte gerçekleşmesini, sağlayacaktır. “Çocukların aile üyeleriyle olan ilişkileri, diğer bireylere, nesnelere ve tüm yaşama karşı aldığı tavırların, benimsediği tutum ve davranışların temelini oluşturur” (Yavuzer 2002 : 132). Ayrıca ebeveynlerin eğitim düzeyi, mesleği ve ekonomik düzeyi bu alışkanlıkların kazandırılmasında etkilidir ve ebeveyn ve öğretmen, çocuğa okuma alışkanlığı kazandırma ve geliştirmede doğrudan sorumlu olan kişilerdir.
Okuma alışkanlığı, ancak çocukluk döneminde kazanılır. Genel olarak ebeveynin çocuğuna göstereceği ilgi ve vereceği destek çocukların bu gün ve gelecekte okuyan ve ne istediğini bilen bireyler olmasını sağlayacaktır.
Her çocuğun kitaba olan ilgisi farklıdır. Okuma isteğini canlı tutmak ve yeni bir kitaba başlaması için teşvik edici yollar bulmak yetişkinlere düşmektedir. Telkinle ya da emrivaki yaparak kitap okutmaya teşvik etmek fayda yerine zarar verecektir. İsteyerek kitabı eline alması için doğru rehberlik yapılmalıdır. Ebeveynler, arzu ettikleri düzeyde çocuğun okuma alışkanlığı edininceye kadar sabırlı ve özverili davranmalıdır. İlk başlarda isteği doğrultusunda kitaplar okumasına fırsat verilmesinde yarar vardır.
EBEVEYNLERE ÖNERİLER
Çocuklara okuma alışkanlığının kazandırılması için anne-babalara önemli görevler düşmektedir.
Bu alışkanlığı kazandırmak için :
Aktif Bir Dinleyici Olabilmek İçin;
- Küçük yaşlarda, çocuğa özel zaman ayırarak, onun ilgi düzeyi ve yaşına uygun öykü, masal kitaplarını okuyarak temeller atılabilir.
- Evde hem aile fertlerinin hem de çocukların ulaşabileceği bir yere farklı türde kitapları içeren bir kitap köşesi oluşturulabilir. Eğer evde sürekli televizyon seyredilip hiç kitap okunmuyorsa çocuklarında kitap okumasını beklemek gerçekçi olmaz. Bu süreci daha da verimli hale getirebilmek için en iyi kural örnek olabilmektir.
- Kitaplar çocukların ilgi alanlarına göre ve çocukla birlikte seçilmelidir.-Anne babalar, çocukla birlikte alışverişe veya gezmeye gittiklerinde, bir kitapçıya ya da kitap-dergi reyonuna uğramayı ihmal etmemelidirler.
- Kitap okuma alışkanlığının kazanılmasında kütüphane kullanımının etkisi büyüktür. Bu nedenle çocuklar için çevre kütüphanelerin tanıtılmasına yönelik gezilerin yanında okul kütüphanesinin aktif kullanımı için yönlendirilmeleri gerekir.
- Anne babaların ödül listesinde mutlaka kitap olmalıdır.-Çocuğu sürekli okuması yönünde uyarmak yerine, kitap okuduğunda onu destekleyerek motive etmek daha doğru olur.
- Yaşına uygun bir dergiye abone olması ya da düzenli bir şekilde takip etmesi için yol gösterilebilir.
- Ebeveynler çocuklarına yüksek sesle ve sıkça hikayeler okuyabilir ve anlatabilirler.
- Çocukların gereksinimleri ve yaşına göre ebeveynler evlerinde kitaplık oluşturabilirler.
- Ebeveynler ailece belli zamanlarda, belli bir sürenin okumaya ayrılmasını sağlayabilirler
- Ebeveynler çocuklarına okudukları şeylerin önemini anlatabilirler
- Ebeveynler, çocuklarını verdikleri harçlıkların bir kısmını kitap almak için harcaması konusunda eğitebilirler.
- Çocukların kendine güven duyarak ve akıcı bir biçimde, duraksamadan okuyabilmeleri için birtakım riskler almaları ve hata yapmaları gerekir. Bunu yapabilmeleri için de onlara fırsat tanınmalıdır. Çocuklar hatalarını fark ederek ve düzelterek öğrenirler. Bu da zaman alır. Çocuklar okurken, bir sözcükte her takıldıklarında yetişkinler sık sık araya girip düzeltmeye çalışırlarsa, birer okur olarak kendilerine duydukları güveni baltalamış olacaktır.
- Çocukların okuma alışkanlığı kazanmasında aileden sonra öğretmenlerin de çok önemli rolleri vardır. Öncelikle iyi bir okuyucu olarak öğrencilere örnek olan öğretmenler aynı zamanda temel okuryazarlığın okuma alışkanlığına dönüşmemesi halinde bir anlam ifade etmediğini, kitap okumanın öğrenim sürecinin bir parçası olduğunu ve yaşam boyu sürmesi gerektiğini öğrencilere sürekli ifade ederler.
KAYNAKÇA
Bamberger, Richard, Okuma Alışkanlığını Geliştirme (çev.Bengü Çapar), Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara 1990.
Yavuzer. Haluk.(2002). Çocuk Psikolojisi. Remzi Kitapevi, 132-133
Yılmaz, B. (2000a). Çok kültürlü toplumlarda etnik azınlık çocuklarının okuma ve kütüphane kullanma alışkanlıkları. Bilgi Dünyası, 4, 451-465.